İbranice בעל / Ba‘al, Akkadca Bēlu (m), Bēl, Ugarit, Finike, Ba‘lu (m), Bal, Samiriye Bāl, Aramca Be‘lu, MÖ 19. yüzyıldan itibaren Mısır da B‘r, Yunanca Βηλος, eski tarihçi Yosefus'a (Joshephus) göre Βααλ, Latince Belus, Hironimus'a (Hieronymus) göre Baal, Arapça Ba‘lu, eski güney Arapça B‘L, Etiopya Bā‘el olarak söylenir. Baal tapınağında Baal'ın oturduğu tahtın adı Arş'tır.[1]
Baal efendi, sahip, koca, kral (Molek) ve tanrı anlamlarına gelir. Bir başka ifadeye göre o bağ ilahı anlamına gelir. (Ba bağ, bahçe, al ilah’tır) Eski Ortadoğu bölgesinin ve Kartacalıların baş tanrısıdır. Uğruna insan (özellikle küçük çocuklar) kurban edilir. Fırtına ve yağmur tanrısı olan Baal verimlilik tanrısı olarak ta görülür ve yaygın bir biçimde tapınılan bir tanrıdır. Diğer adı Tammuz olan Baal, Marduk'un güneş olma özelliğini de taşır. Merodak-Baladan adı Babil'in bir kralının adı olup bundan anlaşıldığı üzere Baal adı aynı zamanda Merodak olarak ta adlandırılan Marduk'tur. Bu şekilde Baal ilk olarak Babil'in baş tanrısı olan Marduk olarak ortaya çıkmıştır. Babil krallarından bazıları kendileri de bir tanrı olarak görülürler ve tanrılarının adlarını taşırlardı. Marduk adının Babil'in kurucusu olarak gösterilen Nimrod'dan geldiği düşünülür. Marduk ve Nimrod sözcüklerinin içeriğinde isyan etme anlamları bulunur.
Marduk Semiramis'in oğludur. Semiramis gök kraliçesi ve kutsal anne olarak görülen bir tanrıçadır. Kutsal Anne Semiramis ve oğlu Nimrod (Marduk) inancı bu şekliyle Babil'den gelir. Hıristiyanlık bu eski putperest inanç biçimini İsa'nın annesi Meryem'le çocuk İsa'ya uygulamıştır. Hıristiyanlığın ilk zamanlarında olmayan, Kutsal anne Meryem ve bebek İsa inancı buradan doğar. Gerçekte Meryem'den "Kutsal Anne" diye söz edilen bir pasaj bulunmaz. Marduk güneş tanrısı olduğundan, kundaktaki ve beşikteki çocuğun başucunda bir güneş çemberi (Halo, Nimbus) resmi bulunur. Çocuğun bulunduğu kundak beş köşeli İştar Yıldızı (Pentagram) olarak resmedilir ve İştar yıldızına benzeyen Christmas rose çiçeğiyle simgelenir. Marduk reenkarnasyon ile yeniden dünyaya geldiğinde annesiyle evlenerek, bu kez oğlu olmak yerine, kocası (Baal: koca) olur. Annesinin adı da değişir ve İştar adını alır. Bundan böyle Marduk (Nimrod), Baal ve Tammuz olarak varlığını sürdürür.
Fırtına ve yağmur tanrısı olarak bitkileri sulayan bir tanrı olarak görülen Baal (Tammuz)’ın, yazın kurak mevsimi geldiğinde öldüğü kabul edilir. Kadınlar Tammuz'un arkasından yas tutar ve ağlarlar. Tapınma olarak sürdürülen bu geleneğin, bir şiddet sonucu öldüğü sanılan Nimrod'un arkasından tutulan yasla ilgili olduğu düşünülür. Ölen Tammuz yeraltı dünyasına gider ve bütün bir kış boyunca beklemeye başlar. Tammuz'un ölümüyle yağmurlar kesildiğinden bitkiler giderek solar ve doğa kışa kadar yavaş yavaş ölür. Güneşin yeniden gücünü kazanmaya başladığı 22 Aralık'ta (Noel) Tammuz yeniden doğar. İlkbaharda gece ve gündüzün eşit olmaya başladığı 21 Mart'ta sevgilisi-eşi İştar'la (bitkilerin tanrıçası-verimlilik tanrıçası) cinsel ilişkiye girer. Bu tarihten itibaren yağmurlar yağacak ve doğa ürün vermeye başlayacaktır. Bu nedenle ilkbahar sevinçli kutlamalar yapma zamanıdır. Baal ve İştar'a tapanlar onları bu cinsel ilişkiye teşvik etmek amacıyla, bunlara ait sembollerin bulunduğu tapınaklarda seks ayinleri yaparlardı. Bu ayinlerde fahişeliğe hizmet eden hem kadın hem de erkek fahişeler (rahip ve rahibeler) bulunurdu. Ayinlerde yemek yenir, şarap içilir, müzik yapılır ve bunu erkek ve kadın fahişelerle yapılan seks izlerdi. Tapınılan yerlerde Tammuz'a ait sembol bir dikilitaş idi. İştar'ınki ise dikili odundan bir kazık (Kutsal odun → Holywood) veya bol yapraklı ağaçlardan çoğunlukla meşe ağacıydı. Eski Mısır'da bulunan Tammuz sembollerinden biri olan crux ansata ( halkalı haç ) Tammuz'la İştar'ın cinsel birleşmesini simgeler. Bunun şekli, büyük T harfinin üzerine kondurulmuş oval bir çemberdir. Haç çeşitli şekilleriyle Tammuz'un adının baş harfinden oluşarak bu tanrıyı simgeler. Haç sembolü Hıristiyanlığa gerçekte Hıristiyan olmayan, fakat siyasi amaçlarla Hıristiyanlığı devlet dini haline getiren Roma İmparatoru Konstantin ile Hıristiyanlığın kutsal bir simgesi haline getirilip kullanılmaya başlanmıştır. Roma imparatoru Konstantin imparatorluk sınırlarındaki putperest ulusları dışlamamak adına, bunlara ait inanç ve gelenekleri Hıristiyanlıkla birleştirmiştir. Bu şekilde İsa'nın çivilendiği T şeklinde olmayan düz direğin, T şeklindeki bir haç olduğu inancı Hıristiyanlığın temel bir sembolü olmuştur.
Baal ya da Tammuz bulunduğu yer ve zamana göre farklı adlar almakla birlikte aynı rolünü yerine getirmeye devam etmiştir. Tammuz'un eski Yunan'daki karşılığı Dionysos'tur. Dionysos'un eşi-sevgilisi de Afrodit'tir. Roma bu eski Yunan tanrı ve tanrıçalarını kendi tanrılarına eklemiştir. Tammuz'un Roma'daki karşılığı Adonis ve Afrodit'in karşılığı'da Venüs'tür.
Baal, İştar ve Tammuz Babil'in üçlü tanrıları olan Sin, İştar ve Şamaş'ın devamıdır. Babil kökenli üçlük inancındaki temel, üç tanrıyla gösterilen tek tanrı inancıdır. Bu özelliğiyle Baal, İştar ve Tammuz şeklinde görünen üç tanrı aslında Baal'de tek bir tanrı olarak bir araya gelir. Ancak asıl olarak Baal Marduk'tan geldiğinden, bu tek tanrı Marduk'tur. Üç farklı sembolle simgelendiğinden, bunlardan Seherin oğlu Hilal (Heylel Ben Shachar-İbr.), Heylel sözcüğünün hem hilal, hem de yıldız anlamlarını içermesinden dolayı, hilal ve beş köşeli yıldız sembolleri genel olarak bir karı-koca gibi (Baal: koca) bir arada bulunur. Baal'ın (Marduk) aynı zamanda güneş olma özelliği olduğundan, bu da ayrı bir tanrı gibi gösterilen Tammuz'la ve Tammuz'un baş harfi olan haç işaretiyle, ya da güneş çemberiyle simgelenir. Sözcük anlamı bakımından düşünüldüğünde Marduk, Baal'dan üstün başka bir tanrı değildir. Marduk sözcüğünde isyan etme anlamı, Baal sözcüğünde ise bu tanrının efendi (Baal: efendi, rab, lord) olma anlamı öne çıkar ve Baal'ın efendi olarak egemenliği vurgulanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder